5 Ağustos 2019 Pazartesi

KarmaKarışık

  Herkese selam. Buranın başına geçmeyeli yaklaşık 1,5 yıl olmuş. 2019'un ilk belki de son yazısını yazıyorum. Bu yazıyı yazma amacım tam olarak ilk kez yazmaya başlamamla aynı sebepten. Herhangi bi' konsepti veya konusu yok. Sadece kendimi ikinci bi' ağızdan dinlemek istiyorum. Neden 1,5 yıldır yazı yazmıyorum? Ben de emin değilim. Yazacak ve anlatacak o kadar çok şey yaşamış olmama rağmen hem de. Aslında o 1,5 - 2 yılı yaşamış olarak bile kabul edemiyorum içimde. Belki de bu yüzden anlatma ihtiyacı duymadım. Kendimle bile konuşmak istediğim konular değil, 1 günde 2 yıl atlamış gibi oluyorum bazen. Doğal olarak buraya da hiçbi' şey aktaramadım.
  -Öncelikle belirtmeliyim ki ben bi' insanın, özellikle belli bi' konuda 1 şey başarmamış, ondan ders alabilceğim herhangi bi' yönü olmayan bi' insanın bu tür duygu-durum ve iç dünya yazılarını okumaktan pek hazzetmem. Bu konuda benimle aynı hisse sahip birileri varsa uyarıyım. Şimdiden yazıyı kapatsınlar ki bende kimsenin vaktini çalmış olmayım.-
  Kendimi şimdiden iyi hissetmeye başladım. Hayatın koşturmacasına ve maddiyatına öyle dalıp gittim ki; sonsuz döngümü unuttum. Dönüp dolaşıp buraya geliyorum. Uzun zamandır hayallerin ve gerçeklerin arasına öyle sıkışıp kaldım ki; karmakarışık oldum. Halbuki karışık olan ben değildim. Şimdi tüm hayatım karışık. Geçmişim, bugünüm ve geleceğim. Hayallerim, planlarım. Ve vazgeçişlerim. Hepsi birbirine girmiş durumda, ayıklayamıyorum. Gitceğim yolu kendim seçmek isterken, bilmediğim bi' yolda yokuş aşağı freni patlak şekilde inerken buluyorum kendimi hep. İşte orda en gamsız yönüm devreye giriyo. Daha fazla gaza basıyorum. Karda donmak üzereyken uyumayı tercih ediyorum. Zaten başıma ne geliyosa bu yüzden geliyo. Uzaktan ne kadar da olgun görünüyorumdur kim bilir? İçimde, bi' şey eğer olacaksa olabilceği kadar hızlı şekilde olmalı veyahut hiç olmamalı diyen bi' insanla yaşıyorum sürekli. Bi' kitaba başlayınca aynı gün bitirmeye çalışan, seri film izlese 1 gecede hepsini izleyen, diziye, oyuna başlasa sosyal hayatını unutup tüm vaktini onları bitirmekle uğraşan, bi' şey merak etse başka hiçbi' şey düşünemeyen, bölerek çalışamayan, fazla odaklı, eksik sabır ve disiplinli birisi. Ne kadar çok pişmanlığım varsa nedeni bunlardır. Tabi ne kadar çok güzel ve unutulmaz şey yaşadıysam onların da sebebi bu eksiklikler ve fazlalıklardır. Günün sonunda ne kazanırım bilmiyorum. Ama içimden bi' ses anılarımdan başka hiçbi' şey kazanamıcağımı söylüyo.
  Bazen sadece anı biriktirmek için yaşadığımı düşünüyorum. Geçenlerde çocukluğumun geçtiği binayı ve çevresini gezdim. Henüz ölmemiştim ama tüm anılar gözlerimin önünden film gibi geçmişti. Sanki kendi hayatım değil de başkasının hayatı gibiydi. Daha doğrusu filme benzeyen en büyük yönü bi' sonu olmasıydı. Benim hayatımın henüz bi' sonu yok ama ordaki hikayenin vardı. O mahalledeki parkta oynamış, bahçelerde koşmuş, arsada poşetlerle kaymış, ilk kez o evde aşık olmuş, hayatında özlediği ne kadar çok şey varsa en çoğunu orda yaşamış bi' çocuktu hikayenin başrolü ama o ben değildim sanki. Başkası gibiydi. Ama bi' yandan da benim özümdü o. Hep özlediğim, aradığımdı. Ölmüş 1 yakınını özlemek gibi bi' his. Çaresizliğin en hüzünlüsü. Deli gömleği giymenin en normal şekli; kendini öldürmek ve ardından kendini özlemek. Başım döndü sonra geçmişten, terkettim orayı. Birayı ilk içtiğim sokaktan geçerken düşünmeye başladım. Hayat sadece anılardan ibaret galiba dedim kendi kendime. Koşturuyoruz, çabalıyoruz, debeleniyoruz ve elimizde sadece bunları yaparken yaşadıklarımız kalıyo. Yaşadıklarımız kötü anılar bile olsa trajedi+zaman=komedi formülüne çıkıyoruz -ölüm hariç.- Bu düşünce beni daha da derin karışıklığa sürüklüyo.
  Orası bir hikayeydi, şimdi ben başka hikayede yaşıyorum. Ve o ikisinin arasında ayrı hikayeler var. Şu an yaşadığım da bir gün bitecek. Kendim henüz kabul edemesem de 24 yaşıma geldim. 24 yılda tüm o hikayelerin arasında kendimi ait hissedebildiğim tek yer bura. Ne kadar umutsuz bi' durum. Saçlarım da dökülmese yaşımın ilerlediğini anlamıcam galiba. Tek sığınağım yazı yazmak kaldı artık. Özlemişim, çok özlemişim. Fazlasıyla hatalar yaptım, eminim daha büyüklerini de yapıcam.  Dilerim ki beni buradan uzaklaştıracak hatalar yapmam. Çünkü karışıklığın en dibine ulaşabildiğim tek yerdeyim, belki de doğum günündeyim. Görüşürüz.