Saat 2:49. Uykusuzluktan film mi izleyim yazı mı yazıyım derken yazıyı seçtim bu sefer. Uzun zaman oldu yazmayalı. Arka fonda çocukluğumda hiç yaşamadığım acıları çektiren müzikler var. Üzgün değilim, veya pişman. Karmakarışığım sadece. Zaman kavramım karmakarışık. Geçmişimi mi düşünmeliyim, anı mı yaşamalıyım, geleceğimi mi düşünmeliyim ? Beynimi yormamak için vücudumu yorduğum dönemimdeyim bu aralar. Yetişemiyorum hiçbi' şeye. Uyanıyorum, evden çıkıyorum, bazen günlerce gelmiyorum, Unutuyorum, yapmam gerekenleri not defterine kaydediyorum. 5 gün ekmek almaya bile dışarı çıkmayan ben 5 gün sonunda evine duş almaya gider haldeyim. İşin kötü tarafı ne biliyo musun ? Bu durumun sonu hep aynı oluyo. Koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum, bi' bakmışım koşmaya başladığım yerdeyim. O oksijen almaya bile üşenen Uğur olmuşum.
Yorulduğunda dinlenmek için durursan bütün yorulmuşluğun boşa gider diyodu. Hiç unutmam. Durmuyorum bu yüzden. Koşmadığım zamanlarda bile. Bu dünyaya bi' şey üretmesem bile üretmem için gereken bilgileri, teknikleri, algoritmaları öğrenmeye çalışıyorum. Bu dünyaya üretmek için geldim diyorum kendime. Evet bana göre bu dünyanın en önemli insanı benim, sana göre de sensin. Ancak ben dünyaya sadece para kazanıp bi' şeyler tüketmek için geldiğimi düşünmüyorum. Hepimiz 30 yaşımızda evlendiğimizde, 1 evimiz, 1 arabamız olsun, iyi de paramız olsun rahat rahat yaşayalım derdindeyiz. Kimimiz bunla yetinmeyip 2 ev 2 araba istiyo da olabilir. Belki daha fazlası. Hepimiz aslında bi' diğerimizden sosyal statü olarak 1 alt sınıfta kalmaktan korkuyoruz. Lise arkadaşımızın Bmw'ye binip, kendimizin Tofaş'a binmesinden korkuyoruz. Çünkü parasına göre saygı duyuyoruz insanlara. Ben üniversite öğrencisiyim, berbat bi' işte çalışıp aylık 10.000 lira kazansam, bana ölümüne saygı duyacak insanlar tanıyorum. Bizi yoksul kalmakla korkutuyolar, bizi asgari ücretle korkutuyolar, bizi çocuğuna bez alamamakla korkutuyolar. Para ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullanılan bi' araç olmaktan çıkıp, sahip olma yarışı içine girdiğimiz 1 amaç oluyo. Hayatın asıl amacı, daha çok şeye sahip olmak değil daha az şeye ihtiyaç duymaktır, inanın.
20 yaşımdayım, 17 yaşımdayken ben de böyle düşünmüyodum. 23 yaşımdayken belki de daha farklı düşünücem. Ulan sende amma döneksin demeyin insanlara. Düşünceler değişmelidir, asıl problem değişmezlersedir zaten. Hep aynı şeyi düşünen adamdan hep aynı şeyleri dinlersiniz. 1 papağanın seni seviyorum demesinden farksızdır. Sevdiği için değil ezberlediği için söylüyodur. Bu insan sizi asla doğruya yaklaştırmaz. Doğru dediğim şey de zaten asla ulaşılmaz, siz sadece ona ulaşmak için çabalarsınız, hayatın tümü de ona ulaşmaya çalışırken geçirdiğimiz vakittir bana göre. Herkesin kendi doğruları vardır nihayetinde. Madem ulaşamıyoruz neden çabalıyoruz dersen saygı duyarım sana, fakat sorarım sen neden yaşıyosun o halde ? Televizyonunu ve koltuk takımını yenilemek için mi ? Üzgünüm kardeşim, çok boktan hayatın var.
Neyse 1 saat oldu ve kedim onunla ilgilenmem için yalakalık yapmaya başladı. Okuduysan yine helal olsun, görüşelim.